19 Eylül 2010 Pazar

Bucaspor: 0 - Galatasaray: 1

Ölümü madencilerin kaderi olarak gören bir ülkeyiz. 45 gündür göçük altında günışığı görmeyi bekleyen Şilili madenciler ayrı konu... Türkiye değil orası... Burada, bizim ülkemizde, insan hayatı ucuzdur. Çiğnediği sakızın boğazına kaçması sonucu yerde kıvranan gence kimse müdahale etmez, üniversite öğrencileri harçlık çıkarmak için inşaatlarda çalışıp hayatlarını kaybedebilir..
Böyle bir ülkede spora verilen önem ne kadar yüksek olabilir ki? Avrupa şampiyonu olmuş bir sporcumuzu önce göndere çekip, daha sonra ayaklar altına alan biz değil miyiz?
Manchester United'ın, geçtiğimiz hafta ortasında Glasgow Rangers ile oynadığı Şampiyonlar Ligi maçında, Antonio Valencia'nın ayak bileğinin kırılmasıyla sonuçlanan pozisyonu takiben oyuncuya getirilen oksijen maskesi pek çok anlam ifade ediyor aslında. İngilizler için değil, bizim için... Sporcu sağlına, insan hayatına verilen önem aptal kutusundan çıkıp başımıza başımıza vurdu. Biz hâlâ futbolcularımızın neden bu kadar sık sakatlandığı sorusunu sorup duralım... Dün gece İzmir Atatürk Stadı'nın zemini gördükten sonra futbolcuların sakatlanmaması için dua etmekten başka ne yapabilirdik ki? Oturup teknik taktik analiz mi yapılmasını bekleyelim?

Kulüpler her sene yığınla yatırım yapıyorlar. Sayısız futbolcuyu milyonlar ödeyerek kadrolarına katıyorlar. Yayıncı kuruluş rekor bir rakam ödeyerek yayın haklarını satın alıyor. Bunların hepsi sportif başarı için yapılıyor. Fakat altyapı sağlam değilken, hedeflenen başarıyı nasıl yakalayabilirsiniz ki? Söz konusu paranın küçük bir bölümüyle zemin düzeltmek çok mu zor? Kayseri Kadir Has Stadı dışarıdan bakıldığında göze hitap ediyorken, zemini gördükten sonra mide bulandırmıyor mu? Geri kalanı koyvermek değil midir bu? İnönü Stadyumu'nda sahanın hali ortadayken, aynı haftada iki maç oynatmanın mantığı nedir? Sorular artar...

Misimoviç, Kewell, Baros, Pino gibi oyunun teknik yönüne hitap eden oyuncuların böyle zeminlerde pozisyon üretmesini beklemek doğru değil. Türkiye ligini pazarlamaktan bahsedilen şu günlerde en büyük reklam malzememiz bu ligde top koşturan oyuncular. Peki, bu oyuncuların ihtiyacı olan ortamı yaratamadıktan sonra saha içindeki haklı rekabeti nasıl sağlayabiliriz? Patates tarlasını andıran zeminler şampiyonluğu ve kümede kalma savaşını doğrudan etkiler. Gerisi kulüplerin şansına kalır.

Bu arada, koreografi de rezalet olmuş.

Hiç yorum yok: