12 Ağustos 2010 Perşembe

Transfer Taraftarlığı ve Adnan Polat

Genel geçer bir durum aslında bu. Neresinden tutsanız elinizde kalır. Söyleyeceklerim herhangi bir takıma rahatlıkla uyarlanabilir. Biz ise doğal olarak Galatasaray üzerinden bir çözümlemeye ulaşmaya çalışacağız.

ultrAslan forumuna çok uzun bir zamandır üyeyim. Aktif değilim, bunun da altını çizmek isterim. Antu.com ve Forzabeşiktaş'ta da sıklıkla rastlanabilecek bir taraftar profili var ultrAslan forumunun da. Futboldan aldıkları tek zevk transfer dönemleri olan, bunun için koca bir sezonun sonra erip yaz aylarının gelmesini bekleyen, arada kaynayan o uzun dönemi de menejerlik oyunları sayesinde tolere edebilen zihniyetten bahsediyorum. ultrAslan forumunda 2 seneyi aşkın bir süredir yazmıyorum. Forumda artık sadece okuyucu kimliğimde rol oynadığım için gözlemlerimi daha rahat bir ortamda yapabiliyorum. Çoluğa çocuğa dert anlatmak, anlatamayınca taraftarlığınızın sorgulanması gına getiren sebeplerden sadece ikisi...

Scoutgs.com adlı internet sitesinin geçtiğimiz hafta ortaya attığı ve "Ledesma ve Rosicky Galatasaray'da" başlığıyla yayınlanan haberlerin ardından forumu daha bir ilgiyle takip etmeye başladım. Özellikle Haldun Üstünel'in istifasının akabinde Adnan Sezgin üzerinde oluşan karabulutlar bu asılsız haberler sonrası forumu adeta gül bahçesine çevirdi. Öyle ki pek çok kullanıcının - ki bunların büyük bir bölümünü Adnan Sezgin adını duyunca çıldıran kesim oluşturuyor - avatarlarında Sezgin'in fotoğrafını görmek mümkündü. Geride bırakılan haftasonunun ve transfer haberlerinin aslı astarının olmayışının açığa çıkmasının ardından beklenen oldu. Forum ahalisi başta başkan Adnan Polat olmak üzere yönetimi topa tuttu. Hatta yorumlardan birinde başkanı hedef alan "Yapamayacaksa başta söyleseydi. Transfer yapacak gücümüz yok, taraftar kendini buna hazırlasın deseydi. Sadece transferi demiyorum, geldiğinden bu yana tek bir olumlu işe imzalarını atmadılar. Resmi siteye girdiğimde yönetimin istifa haberini okumak istiyorum artık" açıklamasıyla karşılaştım. Sonra da soluğu burada aldım.

Bunları yazan arkadaşın hafıza sorunu yaşadığını tahmin ediyorum ve okumayacağını bile bile cevap yazma ihtiyacı duyuyorum. Bir kere güzel kardeşim, Galatasaray başkanları aynı mantıkla hiç beğenilmiyor, hiçbir zaman beğenilmedi. Buna kulüp tarihinin en başarılı başkanı olan Faruk Süren de dahil. Birisi Jardel transferine Türk futbol tarihinin en yüksek ücretini ödediği için suçludur, öteki maç sırasında puro tüttürdüğü için... Bir diğeri rakip takımı alkış yağmuruna tuttuğu için istifaya davet edilir, bir başkası transfer yapamadığı için. Üstelik bu son bahsettiğimiz adam son iki sezondur çok başarılı transferlere imza atmıştır. Transfer taraftarlığından bir önceki paye, güne endeksli taraftarlıktır bu ve çok tehlikelidir. Bu ligde 18 takım mücadele veriyor. Ne Adnan Polat bu sene Galatasaray şampiyon olamazsa "başarısız" sayılır, ne de Aziz Yıldırım üst üste dördüncü seneyi boş geçerse istifa etmeli... Aynı şekilde sezona Schuster, Quaresma ve Guti transferleri ile girecek olan Beşiktaş'ın olası şampiyonluğunda bile kulübü kendisine borçlandıran Yıldırım Demirören de "başarılı" kabul edilemez.

Galatasaray iki sezondur sportif başarı elde edemiyor olabilir. Ancak sadece buna bakarak bir yönetimi suçlamak da neyin nesidir? Özhan Canaydın yönetiminde geçen ve kulüp tarihinde büyük bir kayıp olarak kabul edilen 6 senelik dönem henüz anılarımızda çok taze. Kulüp o dönemde kaybetmiş olduğu saygınlığı yeniden kazanma peşinde. Üstelik bu uğurda epey yol kat edildiğinin de üstünde durmak germek. Yıllardır yılan hikayesine dönen stadyuma kavuşmanın eşiğindeyiz. Cirosu yerlerde sürünen Galatasaray Store'nin üretilen pazarlama mucizeleri sayesinde rakiplerin önüne geçtiği kimsenin görmezden gelemeyeceği bir gerçek. Çöplükten farkı olmayan Riva'nın restoresinin ardından elde ettiği değer ve amatör şubelerdeki hareketlenme nasıl yok sayılabilir ki? Hem Galatasaray yönetiminin "Bu sene transferde kimse yıldız isimler beklemesin. Bütçemize uygun isimleri takıma kazandıracağız" açıklaması ne çabuk unutuldu. Scoutgs.com adlı neden itibar edildiğine dahi anlam veremediğim bir sitenin asparagas haberine bakarak yönetim neden itham edilir, ben kavrayamıyorum.

Ben bağcıyı dövenlerin iğneyi biraz da kendilerine batırması taraftarıyım. Nazım Hikmet şöyle der: "Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan için rahat olsun." Taraftar kendi sorumluluklarını bilmeli, anlık olaylara karşı fevri davranmamalı. Önce kendi taraftarlık muhakememizi tamamlamalı, kendimize geçer not verebiliyorsak yola devam etmeliyiz. Bunu yapabildiğimiz zaman her şey daha güzel olacak.

Hiç yorum yok: